2019’un sonlarında, viral pnömoni Wuhan, Çin’den hızla tüm ülkelere yayıldı. Şubat 2020’de Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Coronavirus Disease 2019 (COVID-19) olarak adlandırdı ve 11 Mart 2020’de pandemi geliştiğini açıkladı. COVID-19 enfeksiyonunun yayılmasını önlemek için, T.C. Sağlık Bakanlığı ve uluslararası kurumlar hijyen kurallarını tanımlayan broşürler yayınladı. Bilgisayarlı tomografi (BT) görüntülerinde COVID-19 tanısında önemli olan akciğer bulgularının tanımlanmasıyla radyoloji bölümlerinde enfeksiyondan korunma önlemleri açıklanmıştır. Nükleer tıpta tanı ve tedavi işlemleri için (randevu vermek, hasta kabulü, görüntüleme ve tedavi işlemleri, dezenfeksiyon gibi) korunma önlemlerini içeren yayın yoktur. F-18-FDG pozitron emisyon tomografi (PET)/ BT taramada COVID-19’u düşündüren BT bulguları hakkında 2 yayın vardır. Hibrid görüntülerde saptanan bu akciğer bulguları akciğer tutulumunun erken tanısında faydalı olacaktır. Enfekte olgular asemptomatik olabilir ve farkında olmadan virüsü çevresindeki kişilere yayabilir. Öneri niteliğindeki bu kılavuz Nükleer Tıp kliniklerinde enfeksiyon riskini önlemek amacı ile hazırlanmıştır. COVID-19 salgını sırasında, personel uygun kişisel koruyucu ekipman (KKE) kullanmalı ve hastalar klinik durumlarına göre elektif olgu olarak değerlendirilmelidir. COVID-19 açısından anket yapılmalıdır. Acil tedavi gereken kanser olgularında, COVID-19 test sonucuna göre radyonüklit tedavi (RNT) planlanmalıdır. Sonuç negatif ise RNT uygulanabilir. Sonuç pozitif ise veya semptomlar varsa, RNT ertelenmelidir. Görüntüleme işlemlerinden sonra, tarayıcılar ve oda yüzeyleri dezenfeksiyon konusunda uygun eğitim almış personel tarafından temizlenmelidir.

A viral pneumonia rapidly spread from Wuhan-China to all countries in late 2019. In Feb 2020, WHO named as Coronavirus Disease 2019 (COVID-19) and declared the pandemic on March 11, 2020. To prevent the spread of COVID-19 Ministry of Health of Republic of Turkey and international institutions have published documents defining hygiene rules. After the lung computerized tomography (CT) findings which are important in the diagnosis of COVID-19 are described, protection measures against infection were defined in radiology departments. There is no publication involving protection measures for diagnostic and therapeutic procedures in nuclear medicine (NM) (appointment, patient acceptance, imaging and treatment procedures, disinfection etc.). There are 2 reports on CT findings suggesting COVID-19 in F-18-FDG positron emission tomography (PET)/CT scan. These lung findings detected in hybrid images will be helpful in the early diagnosis of pulmonary involvement. Infected cases may be asymptomatic and can unintentionally disseminate the virus to surrounding people. This advisory guide has been prepared to avoid infection risk in NM clinics. During the COVID-19 outbreak, staff must use proper personal protective equipment (PPE) and patients should be evaluated as the elective case according to clinical status. A questionnaire should be made for COVID-19. In cancer cases requiring urgent treatment, radionuclide treatment (RNT) should be planned according to the COVID-19 test result. If the result is negative, RNT can be applied; but if not or if the symptoms are present, RNT must be postponed. Following imaging procedures, scanners and room surfaces should be cleaned by personnel with proper disinfection training.

Abstract | Full Text PDF

GİRİŞ ve AMAÇ: 18F-Florodeoksiglikoz (FDG) pozitron emisyon tomografisi/Bilgisayarlı tomografi’nde (PET/BT) servikal lenf nodlarının maksimum standardize uptake değerine (SUVmax) dayalı oransal değerlerin squamoz hücreli larenks kanserli (LSHK) hastalarda metastaz varlığını tahmin etmedeki gücünü değerlendirmeyi amaçladık.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Bu retrospektif çalışmaya LSHK olan 43 hasta alındı. Tüm hastalara 18F-FDG PET/BT görüntülemeden sonraki 4 hafta içinde primer tümör rezeksiyonu ve boyun diseksiyonu yapıldı. Metastatik lenf nodlarının tanısı açısından Lenf nodu SUVmax/Primer tümör SUVmax (SUVmaxLN / SUVmaxPT), Lenf nodu SUVmax/Aortik SUVmax (SUVmaxLN/SUVmaxA), Lenf nodu SUVmax/Karaciğer SUVmax (SUVmaxLN/SUVmaxL) oranları ROC analizi yapılarak değerlendirildi.
BULGULAR: SUVmaxLN/SUVmaxA, SUVmaxLN/SUVmaxL, SUVmaxLN/SUVmaxPT oranları metastatik lenf nodlarında metastatik olmayanlara göre anlamlı derecede yüksek idi. ROC analizinde metastaz tespiti açısından eşik değerler, SUVmaxLN için 3.87; SUVmaxLN/ SUVmaxA için 1.78; SUVmaxLN/SUVmaxL için 1.08; SUVmaxLN/SUVmaxPT için 0.36 olarak bulundu. Tanısal duyarlılık, özgüllük ve AUC değerleri SUVmaxLN, SUVmaxLN/SUVmaxA, SUVmaxLN/SUVmaxL, SUVmaxLN/SUVmaxPT için sırasıyla % 83.7,% 77, 0.856; % 79.7,% 84, 1.78; % 84.1,% 76, 0.833; % 53.6,% 76, 0.666 idi.
TARTIŞMA ve SONUÇ: SUVmaxLN/SUVmaxA, SUVmaxLN/SUVmaxL, SUVmaxLN/SUVmaxPT oranları, LSHK hastalarında metastatik servikal lenf nodlarının tanısında güvenle kullanılabilir.

INTRODUCTION: We aimed to evaluate the proportional values of maximum standardized uptake value (SUVmax) for cervical lymph nodes on F-18 Fluorodeoxyglucose (FDG) positron emission tomography/computed tomography (PET/CT) for prediction of the presence of metastasis in patients with larynx squamous cell cancer (LSCC).
METHODS: This retrospective study involved 43 patients with LSCC. All patients underwent resection of the primary tumor and neck dissection within 4 weeks after undergoing 18F-FDG PET/CT examinations. ROC analysis was performed to evaluate the Lymph node SUVmax/Primary tumor SUVmax (SUVmaxLN/SUVmaxPT), Lymph node SUVmax/Aortic SUVmax (SUVmaxLN/SUVmaxA), and Lymph node SUVmax/Liver SUVmax (SUVmaxLN/ SUVmaxL) ratios for diagnosis of lymph node metastasis.
RESULTS: SUVmaxLN/SUVmaxA, SUVmaxLN/SUVmaxL, and SUVmaxLN/SUVmaxPT rates were significantly higher in metastatic lymph nodes compared to nonmetastatic nodes. ROC analysis for metastasis showed that the cut-off thresholds were 3.87 for SUVmaxLN; 1.78 for SUVmaxLN /SUVmaxA; 1.08 for SUVmaxLN/SUVmaxL; and 0.36 for SUVmaxLN/SUVmaxPT. The diagnostic sensitivity, specificity and AUC were 83.7%, 77%, 0.856 for SUVmaxLN; 79.7%, 84%, 1.78 for SUVmaxLN/SUVmaxA; 84.1%, 76%, 0.833 for SUVmaxLN/SUVmaxL; and 53.6%, 76%, 0.666 for SUVmaxLN/SUVmaxPT, respectively.
DISCUSSION AND CONCLUSION: SUVmaxLN/SUVmaxA, SUVmaxLN/SUVmaxL, and SUVmaxLN/SUVmaxPT ratios can be safely used for diagnosis of metastasis of cervical lymph nodes in patients with LSCC.

GİRİŞ ve AMAÇ: Çalışmamızın amacı preoperatif rektum adenokanserli olan hastalarda sağkalımı öngörmede primer tümör ve lokorejyonel metastatik lenf nodu SUVmax değerinin etkinliğini değerlendirmektir.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Bu çalışmaya, biyopsiyle kanıtlanmış rektal adenokarsinoma ile evreleme amaçlı F18-FDG PET/BT görüntüme yapılan 115 hasta (ortalama yaş±SD: 58.7±11.4 yıl) dahil edildi. Tüm hastalar en az 12 ay (ortalama± SD: 29.7±13.5 ay) takip edildi. TNM 2017 klinik evreleme, primer rektal tümör SUVmax ve lokorejyonel lenf nodu SUVmax değerlendirildi.
BULGULAR: Tüm hastalarda primer tümöre ait artmış FDG tutulumu saptandı. Primer tümör ve lokorejyonel metastatik lenf nodu ortalama SUVmax’ları sırasıyla 21.0±9.1 ve 4.6±2.8 idi. Primer tümör SUVmax'ın sağkalımı öngörmede bir etkisi saptanmamış olup (p = 0.525) lokorejyonel metastatik lenf nodu SUVmax'ın sağkalımı öngörmede etkisi saptandı (p <0.05). Hastalığın klinik evresi sağkalımı öngören bir faktördü (p <0.001).
TARTIŞMA ve SONUÇ: F-18 FDG PET/BT rektum kanserinde primer tümör ve metastazlarının saptanmasında etkili bir görüntüleme yöntemi olup lokorejyonel lenf nodu SUVmax değerlerinin prognostik değerinin bulunduğu ve rektum kanserinin tedavi öncesi preoperatif evrelemede hastaların tedavi yönetimine önemli katkılar sağlayacağı düşünülmüştür.

INTRODUCTION: The aim of this study was to evaluate the impact of SUVmax of the primary tumor and locoregional metastatic lymph node in predicting survival in patients with the preoperative rectal adenocarcinoma.
METHODS: 115 patients (mean age ± SD: 58.7 ± 11.4 years) with biopsy-proven rectal adenocarcinoma underwent F18-FDG PET/CT imaging for the staging were included in this study. All patients were followed-up for a minimum of 12 months (mean ± SD: 29.7 ± 13.5 months). TNM 2017 clinical staging, SUVmax of the primary rectal tumor and locoregional lymph nodes on the PET/CT studies were evaluated.
RESULTS: All patients had increased FDG activity of the primary tumor. The mean±SD SUVmax of the primary tumor and locoregional metastatic lymph node were 21.0±9.1 and 4.6±2.8, respectively. Primary tumor SUVmax did not have an effect on predicting survival (p= 0.525) however locoregional metastatic lymph node SUVmax had an effect (p<0.05) on predicting survival. Clinical stage of the disease was a factor predicting survival (p<0.001).
DISCUSSION AND CONCLUSION: F-18 FDG PET/CT is an effective imaging modality for detecting primary tumors and metastases in rectal adenocarcinoma and clinical stage assessment with PET/CT had an effect on predicting survival. Furthermore, in our study locoregional lymph node SUVmax was defined as a factor in predicting survival.

INTRODUCTION: Fungal pneumonia in the immune competent host is a rarity with few reported cases in the literature. We present a series of 7 cases of recurrent fungal pneumonia in association with allergic fungal rhinosinusitis and gastroesophageal reflux disease (GERD). We hypothesise that recurrent infection may have been transported from the infected paranasal sinuses into the lung by GERD as the process was terminated by surgical fundoplication in 2 of these patients.
METHODS: Patients were recruited into the study if they were immune competent and had recurrent fungal pneumonia and GERD. Allergic fungal rhinosinusitis was proven by biopsy. GERD was investigated by a scintigraphic test that assessed local oesophageal disease, lung aspiration and head and neck involvement with a hybrid gamma camera and x-ray computed tomography (CT).
RESULTS: All patients were shown to have GERD with 5/7 showing paranasal sinus contamination and 7/7 showing laryngopharyngeal involvement and 6/7 lung aspiration. One patient had characteristics strongly predictive of aspiration. Fundoplication led to cessation of fungal lung infection in two patients.
DISCUSSION AND CONCLUSION: Recurrent fungal pneumonia in the immune competent host should raise the possibility of re-infection from the paranasal sinuses, especially in patients with GERD.

Brakial pleksopati, meme kanserli hastalarda ağrı ve hareket kısıtlılığının önemli bir nedenidir. Brakial pleksopatinin en sık görülen nedenleri metastatik invazyon ve radyasyon hasarıdır. Tedavi planının doğru yapılabilmesi için bu iki sebebin ayrımı önemlidir. Pleksusun karışık anatomisi nedeniyle bu bölgenin doğru görüntülenmesi zordur. Bu vakalarda tanısal değerlendirme için tercih edilen görüntüleme yöntemi manyetik rezonans görüntüleme (MRG)’dir. MRG’nin şüpheli olduğu durumlarda metastatik brakial pleksopati tanısını koymada ve radyasyona bağlı pleksopati ile metastatik pleksopatinin ayrımında 18F-FDG PET/BT’nin önemini gösteren bir vaka takdim ediyoruz.

Brachial plexopathy is a significant cause of pain and disability in breast cancer patients. Major causes of brachial plexopathy in breast cancer patients are metastatic invasion or radiation damage to the plexus. Differentiation between the two pathologies is important for appropriate treatment planning. The complicated anatomy of the plexus makes this a difficult area to image accurately. Magnetic resonance imaging (MRI) is the imaging modality of choice for diagnostic evaluation of these cases. We presented a case to demonstrate the role of 18F-FDG PET/CT for confirming metastatic brachial plexopathy when MRI was suspicious and for differentiating radiation-induced brachial plexopathy from metastatic plexopathy.

Prostat kanseri, ileri yaşlarda görülme sıklığı artan ve uzak metastazı olan hastalarda 5 yıllık sağ kalım oranı önemli ölçüde düşük seyreden bir neoplazidir. Bicalutamide, prostat kanserli hastalarda kullanılan ve hedef dokudaki androjen reseptörleri ile kompetisyona girerek inhibitör etki gösteren bir ilaçtır. Prostat kanseri nedeniyle takip edilen 79 yaşındaki erkek hastaya bölümümüzde kemik sintigrafisi çekildi. Kan havuzu görüntülerinde bir yıl önceki incelemesinde gözlenmeyen, her iki meme bölgesinde hiperemi gelişimi görüldü. Hastanın fizik muayenesinde bilateral ağrılı jinekomasti tespit edildi. İlk sintigrafisinden sonra hastaya Bicalutamide tedavisi başlandığı öğrenildi. Kan havuzu görüntüleri bu yan etkiyi tespit edebilir ve klinik şüphe halinde fizik muayene ile birlikte değerlendirilmesi gereklidir.

Prostate cancer is a common neoplastic disease especially in elder patients. Metastatic prostate disease has low five-year survival rate. Bicalutamide is an androgen receptor antagonist and used as a treatment option in prostate cancer. Bone scan was performed on a 79-year-old male with prostate cancer in our department. Blood pool images showed bilateral hyperemia in the breast regions which was not present on the previous scan one year ago. On physical examination, there was bilateral painful gynecomastia. It is acknowledged that the patient was given Bicalutamide therapy after the first bone scan. Blood pool images may detect this side effect and should be evaluated with physical examination in case of clinical doubt.

F-18 FDG PET/BT lenfoma evrelemesinde altın standard görüntüleme yöntemidir. FDG PET/BT'de supersken görünümü benign hastalıklardan dolayı veya dokuların malign hastalıklarla tutulmasından kaynaklanabilir. Bu vaka sunumunda FDG PET/BT'de lenfomatöz blastik infiltrasyon sonucu olan supersken görünümü sunulmaktadır.

The F-18 fluorodeoxylucose positron emission tomography is the gold standard imaging modality in the staging of lymphoma. The superscan FDG PET/CT appearance might be a cause of benign conditions or malignant infiltration of tissues. This case represents the superscan FDG PET/CT of the lymphomatous blastic infiltration.