. 2006; 34(7): 406-412

Başvuru sırasında ölçülen yüksek duyarlıklı C-reaktif protein düzeyi ile başarılı primer perkütan koroner girişim sonrasındaki ST-segment gerilemesi arasındaki ilişki

Hüseyin Uyarel, Hülya Kaşıkçıoğlu, Zeynep Tartan, Özgür Akgül, Dilek Şimşek, Mustafa Çetin, Emrah Bozbeyoğlu, Ali Buturak, Bülent Uzunlar, Ertan Ökmen, Neşe Çam
Dr. Siyami Ersek Gö¤üs Kalp ve Damar Cerrahisi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Kardiyoloji Klini¤i, ‹stanbul

Amaç: Bu çalışmada, inflamatuvar bir gösterge olan ve başvuru anında ölçülen yüksek duyarlıklı C-reaktif protein (hsCRP) düzeyi ile mikrovasküler perfüzyonun belirleyicisi olan ST-segment gerilemesi (STG) arasındaki ilişki değerlendirildi.
Çalışma planı: Akut ST-segment yükselmeli miyokard infarktüsü geçiren ve ilk 12 saat içinde başarılı (TIMI III akım) primer perkütan koroner girişim (PKG) uygulanan ardışık 113 hastada (96 erkek, 17 kadın; ort. yaş 56.9; dağılım 35-83) girişim öncesinde kan örneklerinde hsCRP düzeyi ölçüldü. Girişim öncesindeki ve TIMI III akım sağlandıktan 60 dakika sonraki EKG’de ST-segment yükselmesi ölçüldü ve iki ölçüm arasındaki fark toplam ST-segment yükselmesindeki gerileme (∆STG) olarak kabul edildi. Schroder ve ark.nın yöntemine göre, ∆STG ≥%50 olanlarda no-reflow fenomeni olmadığı (n=90, %79.6), ∆STG <%50 olanlarda no-reflow fenomeni olduğu (n=23, %20.4) kabul edildi.
Bulgular: No-reflow fenomeni olan grupta, başvuru anındaki pik kreatin kinaz düzeyi (p<0.001) ve hsCRP düzeyi (p=0.002) daha yüksek, sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu daha düşüktü (p=0.04). ∆STG ile hsCRP arasında ters yönde anlamlı doğrusal bağıntı görüldü (r=-0.281, p=0.003). Yapılan ROC (receiver-operating characteristics) analizinde bulunan değere (≥4.16 mg/l) göre karşılaştırıldığında, yüksek hsCRP grubunda (n=71) no-reflow daha fazla (p=0.02), pik kreatin kinaz düzeyi daha yüksek (p<0.001) ve sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu (p=0.03) daha düşüktü. Çokdeğişkenli analizde, yüksek hsCRP düzeyi no-reflow fenomeninin bağımsız bir öngördürücüsü bulundu (odds oranı 2.1, %95 güven aralığı 1.001-4.4; p=0.04).
Sonuç: Başvuru sırasında ölçülen yüksek hsCRP düzeyleri, primer PKG ile TIMI III akım sağlansa bile, miyokard dokusu düzeyindeki yetersiz perfüzyona işaret etmektedir.

Anahtar Kelimeler: Biyolojik belirteç, C-reaktif protein, koroner hastalık, elektrokardiyografi; miyokard infarktüsü; miyokard reperfüzyonu


The relationship between high sensitivity C-reactive protein levels on admission and ST-segment resolution following successful primary percutaneous coronary intervention

Hüseyin Uyarel, Hülya Kaşıkçıoğlu, Zeynep Tartan, Özgür Akgül, Dilek Şimşek, Mustafa Çetin, Emrah Bozbeyoğlu, Ali Buturak, Bülent Uzunlar, Ertan Ökmen, Neşe Çam
Dr Siyami Ersek Thoracic and Cardiovascular Surgery Center, Training and Research Hospital, Cardiology Department, Istanbul, Turkey

Objectives: We evaluated the relationship between high sensitivity C-reactive protein (hsCRP), a marker of inflammation, measured on admission and ST-segment resolution, which is a marker of microvascular perfusion.
Study design: Serum hsCRP levels were measured in 113 consecutive patients (96 males, 17 females; mean age 56.9 years; range 35 to 83 years) before coronary angiography for ST-segment elevation acute myocardial infarction (MI). All the patients underwent successful (TIMI III flow) primary percutaneous coronary intervention (PCI) within 12 hours of MI. ST-segment elevation was measured on electrocardiograms obtained before PCI and after 60 minutes of TIMI III flow restoration and the difference was accepted as resolution of the sum of ST-segment elevation (∆STR). The presence and absence of no-reflow phenomenon was determined according to Schroder et al., taking ∆STR<50% (n=23, 20.4%) and ∆STR ≥50% (n=90, 79.6%), respectively.
Results: On admission, patients with no-reflow phenomenon had significantly elevated peak creatine kinase (p<0.001) and hsCRP (p=0.002) levels, and significantly decreased left ventricular ejection fraction (p=0.04). A significant inverse correlation was found between ∆STR and hsCRP (r=-0.281, p=0.003). An ROC (receiver-operating characteristics) analysis showed ≥4.16 mg/l as the threshold for a high hsCRP level (n=71), which was associated with a more frequent no-reflow phenomenon (p=0.02), a higher level of peak creatine kinase (p<0.001) and a lower left ventricular ejection fraction (p=0.03). In a multivariate analysis, a high hsCRP level was found as an independent predictor for no-reflow phenomenon (odds ratio 2.1; 95% confidence interval, 1.001 to 4.4; p=0.04).
Conclusion: High hsCRP levels on admission may predict insufficient myocardial perfusion despite the presence of TIMI III flow following primary PCI.

Keywords: Biological markers, C-reactive protein, coronary disease, electrocardiography; myocardial infarction; myocardial reperfusion


Hüseyin Uyarel, Hülya Kaşıkçıoğlu, Zeynep Tartan, Özgür Akgül, Dilek Şimşek, Mustafa Çetin, Emrah Bozbeyoğlu, Ali Buturak, Bülent Uzunlar, Ertan Ökmen, Neşe Çam. The relationship between high sensitivity C-reactive protein levels on admission and ST-segment resolution following successful primary percutaneous coronary intervention. . 2006; 34(7): 406-412

Sorumlu Yazar: Hüseyin Uyarel, Türkiye


ARAÇLAR
Tam Metin PDF
Yazdır
Alıntıyı İndir
RIS
EndNote
BibTex
Medlars
Procite
Reference Manager
E-Postala
Paylaş
Yazara e-posta gönder

Benzer makaleler
Google Scholar