. 2000; 28(4): 216-224

Koroner Arter Hastalarında Sekonder Korumanın Etkinliğinin Değerlendirilmesi

Ruken Arık DJANMOHAMMEDİ1, Vedat SANSOY1, Zerrin YİĞİT1, Tevfik GÜRMEN1, Murat GÜLBARAN1, Servet ÖZTÜRK1, Deniz GÜZELSOY1
İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü, Haseki, İstanbul

Çalışmamızın amacı bir kardiyoloji merkezinde, koroner arter hastalıklı olgularda hastaneye yatışlarından sonraki birinci yılda değiştirilebilir koroner risk faktörlerinin ne ölçüde kontrol edilebildiğini inceleyerek sekonder korumanın etkinliğini araştırmaktır. Çalışma grubu 1996 yılı Ocak- Eylül ayları arasında kliniğimizde AMİ tanısıyla yatmış (85 hasta), PTKA veya KABC uygulanmış (sırasıyla 96 ve 92 hasta) ardışık toplam 273 hastanın (28-70 yaşları arasında, yaş ortalaması 56±10, %80'i erkek) retrospektif olarak hastane kayıtlarından belirlenmesiyle oluşturuldu. Verilerin toplanması 2 aşamada gerçekleştirildi. Birinci aşamada hastarın yatış kayıtları incelenerek indeks olay ya da girişim sırasında sigara kullanıp kullanmadıkları, kan basıncı, total kolesterol, HDL-kolesterol, LDL-kolesterol (LDL-K), trigliserid, vücut ağırlığı değerleri, fizik aktivite durumları, toplam risk düzeyleri ve taburcu oldukları sırada düzenlenen tedavileri saptandı. İkinci aşamada, en az 1 yıl sonra (ortalama 16±2 ay) bu hastalar kontrole çağrılıp , aynı risk faktörlerinin durumu yeniden belirlendi, lipid profilleri tayin edildi. Hastaneye yatış döneminde hastaların %55'inin sigara kullandığı saptandı, %40'ında beden kitle indeksi > 30 kg/m², %43'i.inde sistolik kan basıncı (SKB) > 140 mmHg, %26'sında diyastolik kan basıncı (DKB) > 90 mmHg, %61'inde LDL-K> 130 mg/dl bulundu. Birinci yıldan itibaren yapılan kontrollerde hastaların % 19'unun sigara içtiği, %47'sinin düzenli egzersiz yapmadığı, saptandı. %45'inde SKB>140 mmHg, %33'ünde DKB>90 mm-Hg olarak bulundu. Kontrol değerlendirmesinde hastaların % 38'inde LDL-K 130 mg/dl'nin üzerindeydi. Ulusal korunma kılavuzuna göre lipid düşürücü ilaç kullanması gereken hastaların % 15'i ilaç kullanmıyordu, ilaç kullananların da yaklaşık yarısında (%49) LDL-K 130 mg/dl'den fazlaydı. Hedef lipid düzeylerine ulaşmada en başarılı olunan grup PTCA uygulanan hastalardı. Tüm hastaların %93'ü Aspirin, AMİ geçirenlerin % 14'ü beta bloker, %19'u ACE inhibitörü kullanıyordu. Başlangıç ve kontroldeki risk düzeylerinin karşılaştrılmasında, hastaların ancak %23'ünde toplam risk düzeyinin bir kademe azaldığı görüldü. Sonuçlarımız, koroner arter hastalığında risk giderilmesine ilişkin eğitimlerin en yoğun olduğu, bu konudaki hekim bilincinin en yüksek düzeyde olması beklenen bir kardiyoloji merkezinde tedavi görmüş hastalarda bile, risk giderici uygulamalarda daha alınacak yol olduğunu göstermektedir.

Anahtar Kelimeler: Koruyucu kardiyoloji, sekonder koruma, koroner risk azaltımı


Assessment of the Efficacy of Secondary Prevention in Patients with Coronary Artery Disease

Ruken Arık DJANMOHAMMEDİ1, Vedat SANSOY1, Zerrin YİĞİT1, Tevfik GÜRMEN1, Murat GÜLBARAN1, Servet ÖZTÜRK1, Deniz GÜZELSOY1

The aim of study was to assess the efficacy of secondary prevention in patients with coronary artery disease in a cardiology center, investigating prevalance of modifiable risk factors a year after hospitalisation. Two-hundred and seventy-three consecutive patients (age 28-70 years, m ean age: 56± 10, 80% men) hospitalised in 1996, were identified retrospectively with the following diagnosis: AMI (85 patients), PTCA (96 patients) and CABG (92 patients). Data co lleeti on was conducted in two stages: 1) A retrospective review of hospital medical records 2) An interview and examination of the patients one year later. History of cigarette smoking, height, weight, blood pressure and lipid measurements, physical activity status, global cardiac risk and medications at discharge were abstracted from the hospital records, and the same information and measurements were determined at Ieast one year (mean follow-up time: 16±2 months) after the index event or intervention. At the time of the index event, 55% of patients smoked cigarettes, 40% were overweight (Body mass index ? 30kg/m2), 43% had elevated systolic (? 140 mm Hg), 26% had elevated diastolic (? 90 mm Hg) blood pressure, 61% had high low density lipoprotein cholesterol (LDL-C) ? 130 mg/dL. At the time of interview, done at least a year after the index event, 19% of the patients smoked, 37% were overweight, 45% had high systolic (? 140 mm Hg), 33% had high diastolic (? 90 mm Hg) blood pressure, LDL-C was ? 130 mg/dl in 38%, 15% of patients were not on lipid lowering drugs although indicated according to national guidelines. In patients on lipid lowering drugs, LDL-C was found to be > 130 mg/di in 49%. Fortyseven percent of patients reported that they do not exercise regularly. Secondary prevention efforts in terms of achieving target LDL-C level were found to be most succesful in PTCA patients. At interview, 93% of all patients were on Aspirin, of patients with previous MI, 14% and 19% were on beta-blockers and ACE-inhibitors, respectively. Global risk was found to be diminished one level in 23% of all patients. It is concluded that, there is a considerable potential for physicians to further improve the iınplementation of secondary prevention of coronary artery disease, even in a cardiology clinic, where the education and knowledge of physicians regarding coronary risk reduction are assumed to be highest.

Keywords: Preventive cardiology, secondary prevention, coronary risk reduction


Ruken Arık DJANMOHAMMEDİ, Vedat SANSOY, Zerrin YİĞİT, Tevfik GÜRMEN, Murat GÜLBARAN, Servet ÖZTÜRK, Deniz GÜZELSOY. Assessment of the Efficacy of Secondary Prevention in Patients with Coronary Artery Disease. . 2000; 28(4): 216-224


ARAÇLAR
Tam Metin PDF
Yazdır
Alıntıyı İndir
RIS
EndNote
BibTex
Medlars
Procite
Reference Manager
E-Postala
Paylaş


Benzer makaleler
Google Scholar