. 1997; 25(3): 136-142

İmplante Edilebilen Kalp Defibrilatörleri: 6 Yıllık Klinik Deneyim

Selim ERENTÜRK1, Francis WELLENS1, Pedro BRUGADA1, Yvan DEGRİECK1, Raphael De GEEST1, Hugo VANERMEN1
Cardiovascular Center, Onze-Lieve Vrouw Hospital, Aalst, Belgium

Günümüzde taşınabilir kalp defibrilatörleri hayatı tehdit eden ventriküler aritmilerin tedavisinde standart bir yöntem haline gelmiştir. Kliniğimizde Kasım 1990-Nisan 1996 tarihleri arasında 187 olguda 249 ICD uygulaması gerçekleştirilmiştir. Hastaların ortalama yaşı 57±21 (13-89) idi. İlk yıllarda yalnızca epicardial patch kullanımı mümkün olduğu için ilk 21 olguda standart sternotomi metodu kullanıldı. Daha sonraki dönemde endokardiyal lead'ler ve derialtı pach'ler klinik kullanıma girdi ve transvenöz yaklaşım ilk seçilen yaklaşım metodu oldu. Ocak 1992'den itibaren bifazik şok dalga uygulayabilen cihazlar kullanıldı. ICD implantasyonu sonrası erken dönemde görülen dört vakada ölümle sonuçlanmayan pulmoner komplikasyonlar, bir olguda sternal kanama ve bir olguda subkostal cep hematomu gelişti. Geç dönemde üç olguda endokardiyal lead etkisizliği ve bir olguda mediastinit komplikasyonları gözlendi. Ortalama monofazik test edilen en düşük etkili defibrilasyon düzeyi (DFT) 20.3±6.2 jul, ortalama bifazik DFT 14.6±3.1 jul (p=0.03) idi. 24±18 aylık geç takiplerde ise % 46 olguda etkili şok (hasta başına 3.5±6 şok) gerçekleştiği tesbit edildi. Bu çalışma, erken ve geç takiplerde hayatı tehdit eden ventriküler aritmilere karşı çok etkili olan ICD'nin nontorakotomik, transvenöz yaklaşımla yüksek başarı oranı ve kabul edilebilir düzeyde düşük komplikasyon ile implante edilebileceğini göstermektedir.

Anahtar Kelimeler: Implantable cardioverter defibrillatör, ventriküler aritmi, antiaritmik tedavi


Implantable Cardioverter Defibrillators: 6 Years Clinical Experience

Selim ERENTÜRK1, Francis WELLENS1, Pedro BRUGADA1, Yvan DEGRİECK1, Raphael De GEEST1, Hugo VANERMEN1

Internal cardioverter defibrillator (ICD) implantation has became a standard therapy for lifethreatening arrhythmias. From October 1990 to April 1996 187 patients received 249 ICD systems in our department. The mean age was 57±21 (range 13-89 years). In the earlier years only epicardial patches were available and thoracotomy was the standard approach in 21 patients, after this period endocardial leads and subcutaneous patches were clinically available and the transvenous approach was the first choice. Acute complications were non-lethal pulmonary complications (11.1 % after thoracotomy, 0.5 % aftcr transvenous approach), sternal bleeding (1 patient), subcostal pocket hematoma ( 1 patient). Late complications were three endocardial lead failure, one pocket hematoma, one mediastinitis. From January 1992 biphasic shock wave system and SC wire array leads were clinically available. The mean monophasic defibrillation threshold was 20.3±6.2 Joules and the mean biphasic shock threshold was 14.6±3.1 (p=0.03). Results after a follow-up of 24± 18 months; patients who experienced appropriate shocks were 46 %. This study demonstrates that thoracotomy lead systems can be implanted with a high success rate and with an acceptable incidence of complications.



Selim ERENTÜRK, Francis WELLENS, Pedro BRUGADA, Yvan DEGRİECK, Raphael De GEEST, Hugo VANERMEN. Implantable Cardioverter Defibrillators: 6 Years Clinical Experience. . 1997; 25(3): 136-142


ARAÇLAR
Tam Metin PDF
Yazdır
Alıntıyı İndir
RIS
EndNote
BibTex
Medlars
Procite
Reference Manager
E-Postala
Paylaş


Benzer makaleler
Google Scholar