. 2004; 32(4): 252-257

Akut Miyokard İnfarktüsü Seyrinde Atriyal Fibrilasyon Gelişen Olgularda Kalp Hızı Değişkenliği

Erdem DİKER1, Y.Dilek ÇİÇEK2, Alper CANBAY1, Deniz ŞAHİN1, Sinan AYDOĞDU1
1Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Kliniği. Ankara
2Mersin Üniversitesi, Kardiyoloji Anabilim Dalı, Mersin

Bazı klinik çalışmalarda atriyal fibrilasyon nüksü ile otonomik tonus ilişkisi olduğu veya paroksismal atriyal fibrilasyonda atak öncesi otonomik tonus değişikliği olduğu gösterilmiştir. Akut miyokard infarktüsü seyrinde ortaya çıkan atriyal fibrilasyon ise daha komplike bir konudur. Bu çalışmada, akut miyokard infarktüsü sırasında ortaya çıkan atriyal fibrilasyon ile otonomik tonusun ilişkisi araştırılmıştır. Çalışmaya ST yükselmeli miyokard infarktüsü geçiren 90 hasta (ortalama yaş 61.7 ± 11.3 yıl, 70 erkek, 20 kadın) alındı. Hastaların 9’unda hastanede yatarken atriyal fibrilasyon ortaya çıktı. Tüm hastalar hikaye, fizik muayene, ekokardiyografi ile değerlendirildi. Hastalarda hastaneye girişinin ilk 24 saatinde 5 dakikalık EKG kaydı alındı. Daha sonra bu kayıtlar spektral kalp hızı değişkenliği açısından değerlendirildi. Atriyal fibrilasyon ortaya çıkan 9 hasta (ortalama yaş 70.9 ± 12.7 yıl, 8 erkek, 1 kadın) AF (+) grup, çıkmayan 81 hasta (ortalama yaş 56.1 ± 10.2 yıl, 62 erkek, 19 kadın) AF (-) grup olarak izlendi. Her iki grup arasında sadece yaş (70.9 a karşı 56.1) istatistiksel olarak farklı bulundu: odds oranı 1.15 (%95 CI 1.04-1.27). Gruplar arasında diğer hiçbir demografik, öyküsel ve ekokardiyografik değişken arasında farklılık bulunmadı. Kalp hızı değişkenlik parametrelerinden çok düşük frekans ve düşük frekans AF(+) grupta, AF (-) gruba göre daha yüksek (sırasıyla 1120.8 ± 656.7 ms2 ve 696.5 ± 336.1 ms2’ye karşı 519.3 ± 905.6 ms2 ve 422.2 ± 797.7 ms2, p>0.05), yüksek frekans ise daha düşük (290.1 ± 98.3 ms2’ye karşı 655.9 ± 137.1 ms2, p>0.05) bulundu. Ancak hiçbir parametre arasındaki fark istatistiksel önemde değildi. Sempatovagal dengenin bir göstergesi olan düşük frekans, yüksek frekans oranı da AF (+) grupta istatistiksel olarak önemsiz oranda hafifçe daha yüksekti (1.92 ± 1.89’a karşı 1.43 ± 1.47, p>0.05). Sonuç olarak, bu çalışmada akut miyokard infarktüsü seyri sırasında ortaya çıkan AF’yi göstermede yaşın önemli bir belirleyici olduğu görüldü. Kalp hızı değişkenlik parametreleri atriyal fibrilasyon olanlarda hafifçe sempatik dominansın olduğu tarafta olmasına rağmen, bu farklılık istatistiksel öneme ulaşmadı. (Türk Kardiyol Dern Arş 2004; 32: 252-257)

Anahtar Kelimeler: Atriyal fibrilasyon, kalp hızı değişkenliği, miyokard infarktüsü


Heart Rate Variability in Patients Developing Atrial Fibrillation in the Course of Acute Myocardial Infarction

Erdem DİKER1, Y.Dilek ÇİÇEK2, Alper CANBAY1, Deniz ŞAHİN1, Sinan AYDOĞDU1
1
2

The relationship between atrial fibrillation recurrence and autonomic tone or autonomic tone changes preceeding atrial fibrillation attack in paroxysmal forms have been demonstrated in some clinical studies. Atrial fibrillation which develops in the course of acute myocardial infarction is rather complicated issue. In this study, it is sought that, the role of autonomic tone in the development of atrial fibrillation during acute myocardial infarction. Ninety patients (mean age 61.7 ± 11.3 years, 70 male, 20 female) with acute ST elevation myocardial infarction were enrolled to the study. Atrial fibrillation has developed in 9 patients during the the hospital course. Historical evaluation, physical and echocardiographic examinations were done in all patients. Five minutes rest electrograms were obtained in the first 24-hour after admission to the hospital. Afterwards, spectral heart rate variability analysis were performed in these records. Nine patients (mean age 70.9 ± 12.7 years, 8 male, 1 female) with atrial fibrillation were clasiffied as AF(+) group, and 81 patients (mean age 56.1 ± 10.2 years, 62 male, 19 female) were classifed as AF (-) group. Only age was found to be statistically significantly different with an odds ratio of 1.15 (95% CI 1.04-1.27) between the groups. No other demographic, historical or echocardiograhic parameter were found to be different between the groups. Very low frequency and low frequency heart rate variability values were found to be higher in patients with atrial fibrillation when compared to without atrial fibrillation (respectively, 1120.8 ± 656.7 ms2 and 696.5 ± 336.1 ms2 vs. 519.3 ± 905.6 ms2 ve 422.2 ± 797.7 ms2, p>0.05). Although, high frequency values were found to be lower in patients with atrial fibrillation when compared to without atrial fibrillation (respectively, 290.1 ± 98.3 ms2 vs. 655.9 ± 137.1 ms2, p>0.05). As a marker of sympatovagal balance, low frequency, high frequency ratio was found to be slightly higher patients having atrial fibrillation (1.92 ± 1.89’ vs. 1.43 ± 1.47, p>0.05). But, none of the heart rate variability values were statisticaly different between groups. In conclusion, this study showed that age is the main determinator of the development of atrial fibrillation during the course of acute myocardial infarction. Despite heart rate variability parameters have a slight dominans in favour of sympathetic activity in atrial fibrillation group, this difference did not reach any statistical significance. (Türk Kardiyol Dern Arş 2004; 32: 252-257)

Keywords: Acute myocardial infarction, atrial fibrillation, heart rate variability


Erdem DİKER, Y.Dilek ÇİÇEK, Alper CANBAY, Deniz ŞAHİN, Sinan AYDOĞDU. Heart Rate Variability in Patients Developing Atrial Fibrillation in the Course of Acute Myocardial Infarction. . 2004; 32(4): 252-257


ARAÇLAR
Tam Metin PDF
Yazdır
Alıntıyı İndir
RIS
EndNote
BibTex
Medlars
Procite
Reference Manager
E-Postala
Paylaş


Benzer makaleler
Google Scholar