. 2009; 37(5): 301-306

İskemik olmayan dilate kardiyomiyopatili hastalarda sol ventrikül disenkroni parametrelerinin prognostik önemi

Tansu Karaahmet1, Kursat Tigen1, Bulent Mutlu1, Emre Gurel1, Cihan Cevik2, Gokhan Kahveci1, Ali Cevat Tanalp1, Yelda Basaran1
1Kartal Kosuyolu Egitim Ve Arastirma Hastanesi, Istanbul, Turkiye
2Texas Tech University Health Sciences Center, Internal Medicine, Lubbock, TX, USA

Amaç: Kalp yetersizliği tedavisinde sol ventrikül disenkroni parametrelerinin önemi araştırılmakta olan bir konudur. Çalışmamızda iskemik olmayan dilate kardiyomiyopatili hastalarda doku Doppler yöntemi ile saptanan sol ventrikül sistolik disenkroni varlığının prognostik önemi araştırıldı.
Ça­lış­ma pla­nı: Çalışmaya iskemik olmayan dilate kardiyomiyopatili 62 hasta (39 erkek, 23 kadın; ort. yaş 40; dağılım 9-77) alındı. Tüm hastalar elektrokardiyografi, doku Doppler görüntüleme de dahil ekokardiyografi ve anjiyografi ile değerlendirildi. İntraventriküler gecikme (İVG) süresine göre iki grup oluşturuldu: Grup 1’de İVG ≤65 msn olan 10 hasta, grup 2’de İVG >65 msn olan 52 hasta vardı. Primer sonlanım noktası tüm nedenlere bağlı mortalite olarak belirlendi. Hastalar ortalama 1,253±177 gün (dağılım 943-1583 gün) süreyle takip edildi.
Bul­gu­lar: Grup 2 hastalarında anlamlı derecede uzun ortalama İVG süresi (129±68 msn ve 57.5±8.7 msn; p=0.013), daha yüksek oranda sol dal bloku (%30.8 ve %10; p=0.05), daha uzun QRS (145±29 msn ve 129±23 msn; p=0.02) ve daha yüksek mortalite (%55.8 ve %10; p<0.0001) görüldü. Ani ölüm grup 1’de bir hastada, grup 2’de 12 hastada meydana geldi. Diğer ölümlerin tümü (n=17) grup 2 hastalarında görüldü. Klinik sonlanımı öngörmede ROC analiziyle hesaplanan İVG kesim değeri 65 msn bulundu (özgüllük %72, duyarlık %46). Kaplan-Meier analizinde sağkalım grup 2 hastalarında anlamlı derecede düşük bulundu (p=0.045). Çok değişkenli analiz, başvuru sırasındaki İVG’nin mortaliteyi öngörmede tek bağımsız etken olduğunu gösterdi (p<0.001).
So­nuç: İskemik olmayan dilate kardiyomiyopatili hastalarda artmış İVG süresi, ejeksiyon fraksiyonu ve QRS genişliğinden bağımsız olarak, daha yüksek ölüm riski ile ilişkilidir. Bu hastaların erken kardiyak resenkronizasyon tedavisi için değerlendirilmesi uygun olabilir.

Anahtar Kelimeler: Kardiyomiyopati, dilate/mortalite, ekokardiyografi, Doppler; elektrokardiyografi; kalp iletim sistemi; kalp yetersizliği/komplikasyon; ventrikül disfonksiyonu, sol/mortalite.


Prognostic significance of left ventricular systolic dyssynchrony in patients with nonischemic dilated cardiomyopathy

Tansu Karaahmet1, Kursat Tigen1, Bulent Mutlu1, Emre Gurel1, Cihan Cevik2, Gokhan Kahveci1, Ali Cevat Tanalp1, Yelda Basaran1
1Department of Cardiology, Kartal Koşuyolu Heart Training and Research Hospital, İstanbul
2Texas Tech University Health Sciences Center, Internal Medicine, Lubbock, TX, USA

Objectives: Left ventricular (LV) dyssynchrony parameters are still being investigated to guide and optimize treatment in heart failure. We investigated the prognostic importance of LV systolic dyssynchrony in nonischemic dilated cardiomyopathy (DCM) using tissue Doppler echocardiography.
Study design: The study included 62 patients (39 males, 23 females; mean age 40 years; range 9 to 77 years) with nonischemic DCM. All the patients were examined by electrocardiography, echocardiography including tissue Doppler imaging (TDI), and angiography. The patients were evaluated in two groups depending on the intraventricular delay (IVD) of ≤65 msec (group 1, 10 patients) and >65 msec (group 2, 52 patients). The primary endpoint was defined as overall mortality during a mean follow-up period of 1,253±177 days (range 943 to 1583 days).
Results: Group 2 patients had a significantly longer mean IVD (129±68 msec vs. 57.5±8.7 msec; p=0.013), higher rate of left bundle branch block (30.8% vs. 10%; p=0.05), longer QRS duration (145±29 msec vs. 129±23 msec; p=0.02), and higher mortality (55.8% vs. 10%; p<0.0001). Sudden cardiac death was seen in one patient in group 1, compared to 12 patients in group 2. All the remaining deaths (n=17) occurred in group 2. In ROC analysis, the cutoff level for IVD was 65 msec for predicting clinical endpoint (specificity 72%, sensitivity 46%). Kaplan-Meier survival analysis showed a significantly lower survival in group 2 (p=0.045). In multivariate analysis, admission IVD was the only significant independent predictor of mortality (p<0.001).
Conclusion: Our results showed that increased IVD was associated with increased risk for death in patients with nonischemic DCM, independent from the QRS width and LV ejection fraction. These patients might be considered earlier for cardiac resynchronization therapy.

Keywords: Cardiomyopathy, dilated/mortality, echocardiography, Doppler; electrocardiography; heart conduction system; heart failure/complications; ventricular dysfunction, left/mortality.


Tansu Karaahmet, Kursat Tigen, Bulent Mutlu, Emre Gurel, Cihan Cevik, Gokhan Kahveci, Ali Cevat Tanalp, Yelda Basaran. Prognostic significance of left ventricular systolic dyssynchrony in patients with nonischemic dilated cardiomyopathy. . 2009; 37(5): 301-306

Sorumlu Yazar: Cihan Cevik, United States


ARAÇLAR
Tam Metin PDF
Yazdır
Alıntıyı İndir
RIS
EndNote
BibTex
Medlars
Procite
Reference Manager
E-Postala
Paylaş
Yazara e-posta gönder

Benzer makaleler
Google Scholar