. 2000; 28(8): 481-488

Bir Türk Kohortunda Plazma Homosistein, Folat ve B12 Vitamini Düzeylerinin Koroner Arter Hastalığı Risk Faktörü Olarak Önemi

Mehmet AKSOY1, Mete ÖÇ1, Ş.Nur AKSOY1, Macit KOLDAŞ1, Müjgan B.MİHMANLI1, M.Vefik YAZICIOĞLU1, Metin GÜRSÜRER1, Ayşe EMRE1, Ahmet ER1, İbrahim ÖZ1, Birsen ERSEK1
Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Merkezi

Plazma homosistein düzeylerindeki yükselme, son yıllarda bağımsız yeni bir koroner arter hastalığı (KAH) risk faktörü olarak önem kazanmıştır. Ancak, bu yeni KAH risk faktörünün Türk toplumundaki klinik önemi yeterince bilinmemektedir. Bu amaçla, çalışmamızda, bir Türk kohortunda, plazma homosistein düzeyi ve bu düzeyin belirlenmesinde rol oynayan plazma folat ve B12 vitamini ile KAH arasındaki ilişki araştırıldı. KAH tanısı konmuş 168 kişiden oluşan hasta grubu ile 126 sağlıklı kişiden oluşan kontrol grubunda plazma homosistein, folat ve B12 vitamini düzeyleri ile diğer konvansiyonel risk faktörleri incelendi. KAH grubunda plazma homosistein düzeyi kontrol grubuna göre anlamlı olarak daha yüksek bulundu (geometrik ortalama 12.6 [95% Cl 12.4-12 .8], 11.1 [10.8- 11.3} pmol/L: p=0.001). Homosistein değerleri beşlik gruplara (quintil) ayrıdığında birinci gruba göre ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci gruplarda KAH riskinde anlamlı artış saptandı (yaşa göre düzeltilmiş odds oranları 1.43, 1.87, 2.15, 2.37; p=0.05). Ayrıca kontrol grubu homosistein düzeyinin %90'nı üzerindeki olgular bu değerin altındaki olgular ile karşılaştırıldığında KAH için yaşa göre düzeltilmiş odds oranı 2.35 (%95 Cl, 1.21-4.74, p=0.009) belirlendi. Plazma hemosistein düzeyini, diğer risk faktörleri ile birlikte çok-değişkenli analiz ile değerlendirdiğimizde homosisteinin bağımsız bir risk faktörü olarak kaldığını gördük. (p=0.02). Plazma folat düzeyi ortalamaları açısından hasta ve kontrol grupları arasında fark yoktu (8.1±3.5 vs 8.8±4.1 ng/ml; p=0.1). Bununla birlikte, kontrol grubu folat düzeyinin %10'u altındaki olguların KAH için odds oranı 2.05 (%95 Cl, 1.02-4 .11, p=0.03) bulundu. B12 vitamini düzeyleri açısından da iki grup arasında fark yoktu (341±137, 357±163 pmol/L; p=0.3). Ancak, kontrol grubu 812 düzeyinin %10'u altındaki olgularda KAH için odds oranında anlamlı artış görülmedi (1.19; (% 95 CI, 0.51-2 .80(, p=0.6). Diğer taraftan, plazma folat ve B12 konsantrasyonları ile homosistein düzeyi arasında anlamlı ters ilişki saptandı (r=-0.37, p<0.0001; r=-0.29. p=0.001 ). Sonuç olarak, artmış plazma homosistein düzeyinin Türk toplumunda bağımsız KAH risk faktörü olabileceği kanısına varıldı.

Anahtar Kelimeler: Homosistein, folat, B 12 vitamini, koroner arter hastalığı


Plasma Homocysteine, Folate and Vitamin B12 Levels as Risk Factors for Coronary Artery Disease in a Turkish Cohort

Mehmet AKSOY1, Mete ÖÇ1, Ş.Nur AKSOY1, Macit KOLDAŞ1, Müjgan B.MİHMANLI1, M.Vefik YAZICIOĞLU1, Metin GÜRSÜRER1, Ayşe EMRE1, Ahmet ER1, İbrahim ÖZ1, Birsen ERSEK1

Elevated levels of plasma homocysteine has emerged to be a new independent risk factor for coronary artery disease (CAD), but its importance in Turkish population is not well known. The present case-control study was designed to examine the relation between plasma homocysteine and CAD; and to establish whether the blood levels of folate and vitamin B12 that modulate plasma homocysteine levels relate to CAD. We compared 168 patients with CAD with 126 age- and sex-matched controls. Conventional risk factors and levels of plasma homocysteine, folate and vitamin B12 were documented. Concentrations of homocysteine levels were significantly higher in cases than in controls (geometric mean 12.6 [95% CI 12.4-12.8] vs 11.1 [10.8-11.3] pmol/L; p=0.001). Within the group of cases, there was a graded increase in the relative risk of CAD in the second, third, fourth and fifth quintiles of the homocysteine distribution (age adjusted odds ratios 1.43, 1.87, 2.15, 2.37; p=0.05) relative to the first quintile. In addition, the odds ratio for CAD in subjects with a homocysteine concentration above the 90th percentile of the control group, as compared with those whose homocysteine levels were at or below that value, was 2.35 (95% CI 1.21-4.74, p=0.009). On multivariate analysis when all other conventional risk factors were accounted for, plasma homocysteine levels remained an independent significant predictor of CAD (p=0.02). Mean folate levels were similar in both case and control subjects (8.1±3.5 vs 8.8±4.1 ng/ml; p=0.1). However, a level of foIate below the 10th percentile for control subjects conferred an odds ratio of 2.05 (95% CI 1.02-4.11, p=0.03) for CAD. Vitamin B12 levels were not different in cases (341 ± 137 pmol/L) and controls (357± 163 pmol/L) (p=0.3), and vitamin B12 deficiency ( <10th percentile for control subjects) was not associated with an increased odds ratio for CAD (1.19; [95% CI 0.51-2.80], p=0.6). Furthermore, plasma folate and vitamin B12 concentrations were inversely associated with homocysteine levels (r=-0.37, p<0.0001; r=-0.29, p=0.001, respectively). In conclusion, high plasma homocysteine levels are associated with an increased risk of CAD in Turkish population.

Keywords: Homocysteine, folate, vitamin B12, coronary artery disease


Mehmet AKSOY, Mete ÖÇ, Ş.Nur AKSOY, Macit KOLDAŞ, Müjgan B.MİHMANLI, M.Vefik YAZICIOĞLU, Metin GÜRSÜRER, Ayşe EMRE, Ahmet ER, İbrahim ÖZ, Birsen ERSEK. Plasma Homocysteine, Folate and Vitamin B12 Levels as Risk Factors for Coronary Artery Disease in a Turkish Cohort. . 2000; 28(8): 481-488


ARAÇLAR
Tam Metin PDF
Yazdır
Alıntıyı İndir
RIS
EndNote
BibTex
Medlars
Procite
Reference Manager
E-Postala
Paylaş


Benzer makaleler
Google Scholar