. 0; 0: 0-0

Yarık Damak Hastalarının Yenidoğan Yoğun Bakım Takibinde Öneriler ve Klinik Tecrübelerimiz

Tetyana Waldheim1, GAMZE GÜRSOY2, Şehribanu IŞIK3, Dursun Türkbay3, Nikolai Kaladze4, Kamila Kolesnik4, Elena Sheremeta4, Olga Rybalko4, bülent güngörer5, Fuat Emre Canpolat3
1S.I. Georgievsky of Vernadsky CFU, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı
2Ankara Şehir Hastanesi, Çocuk Sağlığı Ve Hastalıkları Anabilim Dalı
3Ankara Şehir Hastanesi, Çocuk Sağlığı Ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Yenidoğan
4S.I. Georgievsky of Vernadsky CFU, Diş Hekimliği, Çocuk Ağız ve Diş Sağlığı
5Ankara Şehir Hastanesi, Acil Tıp

GİRİŞ ve AMAÇ: Yarık damak, patofizyolojisi tam olarak aydınlatılamamış bir konjenital kraniyofasiyal malformasyondur. Beslenme problemleri ve solunum sıkıntısı gibi nedenlerden ötürü, yarık damaklı bebeklerin yenidoğan yoğun bakım ünitesine yatışı gerekebilmektedir. Yarık damaklı yenidoğanların klinik yönetimi ve multidisipliner yaklaşım, bu hastaların tedavisinde kritik bir rol oynamaktadır. Çalışmamızda, yarık damaklı yenidoğanların yenidoğan yoğun bakım ünitesine kabul süreçlerini değerlendirmeyi ve klinik yaklaşımımızı paylaşmayı amaçladık.

YÖNTEM ve GEREÇLER: 2013-2021 yılları arasında yarık damak tanısı konulan ve yenidoğan yoğun bakım ünitesine kabul edilen bebekler gebelik haftası, doğum ağırlıkları, yatış günleri ve ek anomalileri açısından retrospektif olarak analiz edilmiştir.
BULGULAR: Toplamda 135 bebeğe yarık damak tanısı konuldu, ve bu bebeklerin 46'sında (%34) ek anomaliler tespit edildi. Hastaların gebelik haftası, doğum ağırlığı ve hastanede kalış süreleri açısından yapılan karşılaştırmalarda, yaşa göre doğum ağırlığı düşük bebeklerde ek anomali sıklığının yüksek olduğu, ve ek bir konjenital anomalisi bebeklerin hastanede kalış süresinin arttığı gözlendi
TARTIŞMA ve SONUÇ: Yarık damak, sık görülen bir doğumsal malformasyon olup genellikle ek deformitelerle birlikte ortaya çıkar. Bu hastaların çoğunda, beslenme ve solunum ile ilgili sorunlar görülebileceğinden, hastaların doğum sonrası yakın takibi önemlidir. Yenidoğan bakım ünitesine bu nedenle yatışı yapılan hastaların izlemi, erken dönemde multidisipliner bir değerlendirme yapılması ve ardından uzun vadeli klinik takip sürecinin başlatılması, hastaların sağlıklı bir şekilde büyümeleri ve gelişmeleri için hayati önem taşır.

Anahtar Kelimeler: Yeni doğan yoğun bakım ünitesi, Yarık damak, Kraniyofasiyal anomali, yenidoğanın beslenmesi, multidisipliner yaklaşım, Konjenital malformasyon


Recommendations and Clinical Experiences in Neonatal Intensive Care Monitoring of Cleft Palate Patients

Tetyana Waldheim1, GAMZE GÜRSOY2, Şehribanu IŞIK3, Dursun Türkbay3, Nikolai Kaladze4, Kamila Kolesnik4, Elena Sheremeta4, Olga Rybalko4, bülent güngörer5, Fuat Emre Canpolat3
1Physiotherapy and Health Resort in Medical Academy named after S.I. Georgievsky of Vernadsky CFU, Simferopol, Crimea, Ukraine
2Department of Pediatrics, University of Health Sciences, Ankara Children Department of Pediatrics
3Department of Neonatology, University of Health Sciences, Ankara Children
4Department Pediatric Dentistry of Medical Academy named after S.I. Georgievsky of Vernadsky CFU, Simferopol, Crimea, Ukraine
5Department of Emergency Medicine, University of Health Sciences, Ankara City Hospital, Ankara, 06800, Turkey

INTRODUCTION: Cleft palate is a congenital craniofacial malformation, whose pathophysiology has not been fully elucidated. Most newborns with cleft palate require hospitalization in the neonatal intensive care unit. In the clinical management of these patients, specialized clinical approaches tailored to this specific patient group and interdisciplinary collaboration are crucial. Our study aimed to assess the hospitalization procedures of newborns with cleft palate in the neonatal intensive care unit and share valuable clinical insights from this experience. Through this research, we aim to contribute to the enhanced understanding and management of cleft palate cases in newborns, emphasizing the importance of specialized and interdisciplinary care.
METHODS: Between the years 2013-2021, newborns diagnosed with cleft palate and admitted to the neonatal intensive care unit were retrospectively analyzed in terms of gestational age, birth weight, duration of hospital stay, and additional anomalies.
RESULTS: One hundred thirty-five infants were diagnosed with cleft palate, among whom 46 (34%) had additional anomalies. Statistically significant differences were observed in parameters such as gestational age, birth weight, Small for Gestational Age (SGA), and duration of hospitalization when comparing these groups. Notably, in SGA newborns, the incidence of additional anomalies was higher.Following multinomial logistic regression analysis, it was found that hospitalization for more than one week was independently associated with the presence of an additional congenital anomaly.
DISCUSSION AND CONCLUSION: Cleft palate is a common congenital malformation often accompanied by additional deformities. Since issues related to nutrition and respiration can be present in most of these patients, close postnatal monitoring is crucial. Hence, managing patients admitted to the neonatal care unit involves early multidisciplinary assessment followed by a long-term clinical follow-up process, ensuring the healthy growth and development of these patients.

Keywords: NICU, cleft palate, Craniofacial abnormalities, Neonatal feeding issues, Multidisciplinary care, Congenital malformation


Tetyana Waldheim, GAMZE GÜRSOY, Şehribanu IŞIK, Dursun Türkbay, Nikolai Kaladze, Kamila Kolesnik, Elena Sheremeta, Olga Rybalko, bülent güngörer, Fuat Emre Canpolat. Recommendations and Clinical Experiences in Neonatal Intensive Care Monitoring of Cleft Palate Patients. . 0; 0: 0-0

Sorumlu Yazar: GAMZE GÜRSOY, Türkiye


ARAÇLAR
Yazdır
Alıntıyı İndir
RIS
EndNote
BibTex
Medlars
Procite
Reference Manager
E-Postala
Paylaş
Yazara e-posta gönder

Benzer makaleler
Google Scholar