Anatol J Med . 2012; 14(2): 79-83 | DOI: 10.5505/solunum.2012.19981  

Hastanede Yatan ve Venöz Tromboemboli Riski Taşıyan Hastalarda Tromboemboli Profilaksisi: Gereken önem veriliyor mu?

Nesrin Kıral, Sevda Şener Cömert, Coşkun Doğan, Demet Turan, Gülşen Saraç, Benan Çağlayan
Dr.Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Göğüs Hastalıkları Kliniği, istanbul

Amaç: Pulmoner emboli (PE), hastanede yatan hastalarda sık görülen, morbidite ve mortalitesi yüksek bir hastalıktır. PE’lerin önemli bir kısmı alt ekstremite derin venöz sisteminden kaynaklanır ve bu derin ven trombozları (DVT) çoğunlukla asemptomatiktir. DVT ve PE proflaksisi tüm dünyada kabul gören, rutin kullanıma girmiş yöntemler olmasına karşılık risk grubundaki hastalara proflaksi uygulamaları ihmal edilebilmektedir. Çalışmamızı, hastanemizde yatan ve risk faktörü taşıyan hastalarda DVT proflaksisinin hangi sıklıkta uygulandığını araştırmak için planladık.
Gereç ve Yöntem: Hastanemizin cerrahi, ortopedi, yoğun bakım, dahiliye, onkoloji, plastik cerrahi, kadın doğum, göğüs hastalıkları, nöroloji, nöroşirürji ve üroloji kliniklerinde yatan hastalar, aynı gün içinde ziyaret edilerek, hem kendileri hem de dosyaları görüldü. DVT ve PE için risk faktörleri saptandı. Proflaksi alması gerekip gerekmediği, 2001 ACCP kriterlerine göre belirlendi. Proflaksi alıp almadığı, proflaksiye kontrendike bir durumu olup olmadığı kaydedildi.
Bulgular: Hastanemizde yatan 275 hasta ziyaret edildi ve dosyası incelendi. Hastaların 134’ü (%48,7) kadın, 141’i (%51,3) erkekti ve yaş ortalamaları 53,09±19 idi. Hastanede ortalama yatış sürelerinin 8,1±10,1 gün olduğu saptandı. En sık saptanan risk faktörleri ileri yaş (%52,0), immobilite (%38,9), operasyon öyküsü (%36,4), malignite (%28,7) ve obezite (%21,1) idi. Proflaksi alması gereken 170 hasta vardı ve bunların 56’sına (%32,9) profilaksi uygulanıyordu. Klinikler ayrı ayrı incelendiğinde, risk gruplarına profilaksi uygulanma oranının en yüksek ortopedi (%84,6) ve nöroloji (%60,0) kliniklerinde bulunduğu, onları %37,5 ile yoğun bakım ünitesinin izlediği görüldü. Kadın hastalıkları ve doğum, onkoloji, plastik cerrahi ile üroloji kliniğinde profilaksi uygulanan hasta saptanmadı.
Sonuç: Hastanemizde venöz tromboemboli proflaksisine gereken önemin verilmediğini, risk grubundaki hastalara proflaksi uygulanması ile venöz tromboemboli insidansının ve ona bağlı morbidite ile mortalitenin azalacağını düşünüyoruz. Bunu da eğitimle başarabileceğimiz kanaatindeyiz.

Anahtar Kelimeler: Tromboemboli, pulmoner emboli, profilaksi, yatan hasta


Thromboembolic Prophylaxis in Hospitalized Patients with Risk Factors: An underemphasized issue?

Nesrin Kıral, Sevda Şener Cömert, Coşkun Doğan, Demet Turan, Gülşen Saraç, Benan Çağlayan
Dr.Lütfi Kırdar Kartal Education and Research Hospital, Department of Pulmonary Diseases, Istanbul, Turkey

Objective: Pulmonary embolism (PE) is frequent among hospitalized patients, with a high morbidity and mortality rate. Although prophylaxis for PE and deep venous thrombosis (DVT) is accepted worldwide and the procedures are routinely applied, prophylaxis may sometimes be ignored in risk groups. The aim of our study was to evaluate the rates of DVT prophylaxis in risk groups among patients hospitalized in our hospital.
Materials and Methods: This cross-sectional study was conducted in January 2008 at Dr. Lutfi Kırdar Kartal Training and Research Hospital. Patients hospitalized in our surgery, orthopedics, intensive care, internal medicine, oncology, plastic surgery, obstetrics and gynecology, pulmonary diseases, neurology, neurosurgery and urology clinics were visited on the same day to evaluate the patients clinically and their medical records. Risk factors for DVT and PE were determined and patients receiving prophylaxis were documented.
Results: For the 275 patients, 134 (48.7%) females and 141(51.3%) males, included in the study, the average length of hospital stay was 8.1±10.1 days. The most frequent risk factors were advanced age (52.0%), immobility (38.9%), history of operation (36.4%), malignancy (28.7%) and obesity (21.1%). Among 170 patients who should receive prophylaxis, only 56 (32.9%) were found to receive prophylaxis. The highest rate of prophylaxis was given by the Orthopedics (84.6%) and the Neurology (60.0%) clinics, followed by the Intensive Care Unit (37.5%). During the study period, no patient was found to receive VT prophylaxis in the Gynecology, Oncology, Plastic Surgery and Urology Departments.
Conclusion: We have found out that in our hospital, the importance of DVT prophylaxis was not fully practiced. Prophylaxis of high risk patients for DVT would decrease the incidence of venous thromboembolism and the associated morbidity and mortality. We believe that the appropriate practice of prophylaxis could only be achieved through education.

Keywords: Hospitalized patients, pulmonary embolism, prophylaxis, thromboembolism


Nesrin Kıral, Sevda Şener Cömert, Coşkun Doğan, Demet Turan, Gülşen Saraç, Benan Çağlayan. Thromboembolic Prophylaxis in Hospitalized Patients with Risk Factors: An underemphasized issue?. Anatol J Med . 2012; 14(2): 79-83

Sorumlu Yazar: Nesrin Kıral, Türkiye


ARAÇLAR
Tam Metin PDF
Yazdır
Alıntıyı İndir
RIS
EndNote
BibTex
Medlars
Procite
Reference Manager
E-Postala
Paylaş
Yazara e-posta gönder

Benzer makaleler
PubMed
Google Scholar