Plevral Efüzyonlu 240 Olgunun Retrospektif Analizi

Amaç: Plevral efüzyon (PE), göğüs hastalıkları klinik pratiğinde etyolojik tanıdaki güçlükler nedeniyle önemli bir yer tutar. Sıvı nedenleri, incelemenin yapıldığı bölge, klinik ve değerlendirilen popülasyona göre değişiklik gösterir. Bu çalışmada, spesifik göğüs hastalıkları hastanesinde bulunan kliniğimizde, PE nedeniyle tetkik ettiğimiz erişkin hastaları değerlendirmeyi amaçladık.
Yöntemler: Haziran 2010 ile Temmuz 2013 tarihleri arasında kliniğimizde yatışı olan, PE nedeniyle tetkik edilen, sıvının örneklendiği ve gerektiğinde ileri invaziv işlemlerin uygulandığı 240 hastanın dosyaları retrospektif olarak değerlendirildi. Hastaların demografik özellikleri, sıvı analizleri, tanı yöntemleri ve tanıları gözden geçirildi.
Bulgular: Olguların %68’i erkek, yaş ortalaması 58±20, en sık başvuru şikayeti nefes darlığı idi. Plevral sıvı miktarı %56 olguda orta miktardaydı. Sıvıların %87’si eksüdatif vasıftaydı. Kırk olguda glukoz değeri 60 mg/dL’nin altında, 39 olguda adenozin deaminaz değeri 40 U/L’nin üzerinde idi. Tüberküloz (TB) plörezi tanısı büyük oranda klinik olarak konulmuştu. Uygulanan invaziv işlemlerden kapalı plevra biyopsisi %47, fiberoptik bronkoskopi %21 oranında tanı sağlamıştı. Maligniteye bağlı 61 PE’nin 38’i primer akciğer kanseri, 8’i malign mezotelyoma nedenliydi. Bu efüzyonların mezotelyoma dışında %66’sı malign efüzyon özelliğindeydi ve ilk torasentezin bu tanıya katkısı %40 olarak saptandı.
Sonuç: Serimizde en sık saptanan PE nedenleri kadın hastalarda TB, erkek hastalarda pnömoni ve 3. sıklıkta akciğer kanseriydi. Çalışmamızda torasentez dışında toplam 160 olguda invaziv işlem uygulanmıştır. On olguda ise efüzyon etiyolojisi aydınlatılamamıştır.