. 2022; 20(3): 124-131

Yeni kurulan üçüncü basamak bir hastanede hızlı müdahale sistem aktivasyonu sonrası mortalite prediktörleri

Büşra Tezcan1, Müçteba Can1, Çilem Bayındır Dicle1, İbrahim Mungan2, Derya Ademoğlu3
1Ankara Şehir Hastanesi, Yoğun Bakım Kliniği, Ankara
2Kahramanmaraş Devlet Hastanesi, Yoğun Bakım Bölümü, Kahramanmaraş
3Başakşehir Çam Ve Sakura Hastanesi, Yoğun Bakım Bölümü, İstanbul

GİRİŞ ve AMAÇ: Amacı kardiyak arrest ve beklenmeyen ölümleri engellemek olan Hızlı Müdahale Sistemleri (RRS) dünya hastanelerinde genellikle kullanılmaktadır. RRS ile ilgili çalışmaların çoğu kullanımlarının hastane mortalitesine etkilerini araştırmıştır. Bu çalışmada Türkiye’deki yeni kurulan majör bir hastanede, RRS aktivasyonu yapılan hastalardaki hastane içi mortalite için prediktif faktörleri değerlendirdik.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Mart 2019 ve Şubat 2020 arasındaki RRS aktivasyonları, basılı ve medikal elektronik kayıtlardan incelendi.Hastaların demografik özellikleri, RRS aktivasyon zamanı, aktivasyon nedeni, ilk kardiyak ritm, kalp hızı, ortalama arteriyel basınç, puls oksimetre ile ölçülen kan oksijen saturasyonu, Hızlı Müdahale Ekibi’nin varış süresi, ilk kan gazı ve hemogram analizindeki glukoz, sodyum, potasyum, pH, laktat, nötrofil, lenfosit, kırmızı hücre dağılım genişliği(RDW), platelet dağılım genişliği kaydedildi. Bağımsız hastane içi mortalite prediktörlerini belirlemek için univariate ve multivariate lojistik regresyon analizleri yapıldı.
BULGULAR: Toplamda 531 hasta analize dahil edildi.Bunlardan 189’u(35,6%) hastane yatışı sırasında öldü.Ölenler yaşayanlarla kıyaslandığında; daha yaşlı(medyan yaş 64 ve 52), daha çok erkek(65,6% ve 34,4), daha fazla kardiyovasküler, solunumsal ve onkolojik nedenle yatışı yapılmış ve gündüz saatleriyle karşılaştırıldığında RRS’nin daha çok gece saatleri ve haftasonunda aktive edildiği hastalardan oluşmaktaydı.RRS’nin solunumsal ve hemodinamik nedenlerle, gece ve haftasonu, onkolojik nedenlerle yatışı yapılan hastalarda aktivasyonu, düşük SpO2 düzeyleri, yüksek nötrofil-lenfosit oranı(NLR), potasyum ve laktat düzeyleri hastane içi mortalite prediktörleriydi.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Bulgularımız hastanemiz RRS sisteminde bazı zayıflıklar olduğunu göstermiştir.Haftasonu ve gece personeli eğitilmeli ve güçlendirilmelidir. Ayrıca SpO2, potasyum, laktat ve NLR düzeyleri hastane içi mortalite prediktörleri olarak genellikle zor ve stresli olan triyaj kararlarını yönlendirebilir.

Anahtar Kelimeler: hızlı müdahale ekibi, mavi kod, tıbbi acil ekibi, prediktör, mortalite


Predictors of mortality after rapid response system activation in a newly established tertiary hospital

Büşra Tezcan1, Müçteba Can1, Çilem Bayındır Dicle1, İbrahim Mungan2, Derya Ademoğlu3
1Ankara City Hospital, Intensive Care Clinic, Ankara
2Kahramanmaraş State Hospital, Department of Intensive Care Unit, Kahramanmaraş
3Başakşehir Çam ve Sakura City Hospital, Intensive Care Clinic, İstanbul

INTRODUCTION: Rapid Response Systems (RRS) which aim to prevent cardiac arrests and unexpected deaths have been widely implemented across world hospitals.Most of the studies about RRS evaluate the effects of its implementation on hospital mortality. In this study we evaluated the predictive factors of in-hospital mortality for patients who were the subjects of a RRS activation in a newly established major hospital in Turkey.
METHODS: The records of RRS activations were reviewed from paper charts and electronic medical records between March 2019 and February 2020. Demographic characteristics of patients, time of RRS activation, reasons for activation, initial cardiac rhythm, heart rate, mean arterial pressure, pulse oximetry measured blood oxygen saturation (SpO2), arrival time of the rapid response team (RRT), glucose, sodium, potassium, pH, lactate, neutrophil, lymphocyte levels, red cell distribution width (RDW), platelet distribution width obtained from first blood gas analysis and hemogram test were recorded. Univariate and multivariate logistic regression analysis were conducted to determine the independent predictors of in-hospital mortality.
RESULTS: Total of 531 patients were included in the analysis.Of these, 189 (35,6%) died during hospital admission.Nonsurvivors were older (median age 64 years vs.52 years), more likely to be male (65,6% vs.34,4%), more likely to be admitted for cardiovascular,pulmonary and oncologic diseases and were more likely to trigger RRS during nighttime and weekend hours (NWH) than daytime hours compared to survivors.Activation of RRS by respiratory and haemodynamic triggers and during NWH,oncologic reasons for hospital admission, low SpO2 levels, high neutrophil-to lymphocyte ratio, potassium and lactate levels were predictive of in-hospital mortality.
DISCUSSION AND CONCLUSION: Our findings demonstrate some weakness in the current RRS of our hospital. Overnight and weekend hospital staff should be trained and empowered.We also demonstrated that; SpO2,potassium,lactate and NLR levels are predictors of in-hospital mortality and can guide triage decisions which is usually a challenging and stressful duty.

Keywords: rapid response team, blue code, medical emergency team, predictor, mortality


Büşra Tezcan, Müçteba Can, Çilem Bayındır Dicle, İbrahim Mungan, Derya Ademoğlu. Predictors of mortality after rapid response system activation in a newly established tertiary hospital. . 2022; 20(3): 124-131

Sorumlu Yazar: Büşra Tezcan, Türkiye


ARAÇLAR
Yazdır
Alıntıyı İndir
RIS
EndNote
BibTex
Medlars
Procite
Reference Manager
E-Postala
Paylaş
Yazara e-posta gönder

Benzer makaleler
Google Scholar