Cilt: 28  Ek: 1 - 2012
Özetleri Gizle | << Geri
DERLEME
1.
Tiroid Anatomisi ve Cerrahi Yaklaşım
Thyroid Anatomy and Surgical Approach
Adem Akçakaya, Bora Koç, Ferhat Ferhatoğlu
doi: 10.5222/otd.supp1.2012.001  Sayfalar 1 - 9
Tiroid ve paratiroid cerrahisinin tarihi binlerce yıl öncesine uzanmasına rağmen, çağdaş zamana ön- cülük eden gelişmeler yalnızca yüz yıl kadar önce başlamıştır. Bu alana öncülük edenler arasında Billroth, Kocher, Mayo ve Halsted bulunmaktadır. Güvenli ve etkili bir tiroid cerrahisinin temeli tiro- id anatomi ve patolojisini anlamaktan geçer. Uy- gun bir cerrahi teknik ile yapılan total lobektomi ve total tiroidektomiden sonra rekürren larengeal sinir, paratiroid dokusu ve süperior larengeal sinir eksternal dalının hasar görme riski çok azdır. Gü- venli cerrahi, bir dizi mantıklı, düzenli ve anatomik bilgiye dayalı özel bir operasyon planı gerektirir. Bu makalede amaç tiroid cerrahisinin tarihsel ge- lişimi, fizyolojinin cerrahi üzerindeki etkisi, tiroid anatomisi, operasyon komplikasyonları ve cerrahi tekniklerdeki güncel gelişmeleri literatür eşliğin- de gözden geçirmektir.
The history of thyroid and parathyroid surgery da- tes back thousands of years, but the developments leading to the contemporary era began just over a century ago. Pioneers in the field include Bill- roth, Kocher, Mayo, and Halsted. The cornerstone of safe and effective thyroid surgery is thorough training in and understanding of thyroid anatomy and pathology. With appropriate techniques, total thyroid lobectomy and total thyroidectomy can be undertaken with minimal risk of damage to the recurrent laryngeal nerves, the external branches of the superior laryngeal nerves, and the parath- yroid glands. Safe surgery procedure requires a specific operative plan, progressing in a series of logical, orderly, anatomically based steps. This ar- ticle to aim, the historical progress of operating on the thyroid and the impact of physiology on surgery, surgical anatomy for thyroid, complicati- ons of surgery and recent advances in technics.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

2.
Tiroid Cerrahisinin Laringeal Komplikasyonları
Laryngeal Complications of Thyroid Surgery
Ayça Tazegül Mutlu, Güler Berkiten, Tolgar Lütfi Kumral, Yavuz Uyar
doi: 10.5222/otd.supp1.2012.010  Sayfalar 10 - 19
Tiroidektomi, sık uygulanan ve mortalitesi oldukça düşük ameliyatlardan biri olmasına rağmen, ciddi morbiditelere neden olabilen kanama, rekürren sinir ve paratiroid bezlerinin hasarı gibi komplikas- yonları mevcuttur. Rekürren Laringeal Sinir yara- lanmaları (RLS) en korkulan komplikasyonlarından- dır. Literatürde kalıcı RLS paralizisi oranı % 0,1-1,8 iken geçici RLS paralizisi % 1-5 olarak bildirilmek- tedir. Larengeal paralizler üç majör soruna neden olmaktadır: Ses kısıklığı, hava yolu obstrüksiyonu ve aspirasyon. Bu semptomlardan biri veya fazla- sının tedavisi için endikasyon hastanın paralizisinin süresine, hastanın yaşına, semptomların şiddetine, düzelme ve/veya kompansasyon durumuna göre konulmalıdır. Sonuç olarak, RLS’in bilateral veya unilateral yaralanmalarına göre tedavi yöntemi değişmektedir. Sinir hasarının oluştuğu durumlar- da kısa süreli uygulanan yöntemlerle 6-12 ay kadar bekleme süresince hastada oluşan sorunlar en aza indirgenerek takip edilir.
Tiroidektomi sırasında laringeal sinirlerin ortaya konulması özellikle kalıcı sinir paralizisi oranını düşürmektedir. Sinirin takip edilemeyeceği durum- larda ise laringeal sinir monitörizasyonu oldukça yararlıdır.
Although, thyroidectomy is one of the frequently performed surgeries and has a low mortality rate, it may also lead to serious morbidity due to complica- tions such as bleeding and damage to the recurrent nerve and parathyroid glands. Recurrent laryngeal nerve (RLN) injuries are of the most feared comp- lications. According to the literature, the rates of permanent and temporary RLN paralysis are repor- ted as 0.1-1.8 % and 1-5 %, respectively. Laryngeal paralysis causes three major problems: hoarseness, airway obstruction, and aspiration. The treatment for one or more of the symptoms should be indica- ted according to the duration of patient’s paralysis, the patient’s age, the severity of symptoms, and the recovery and/or the compensation condition. As a result, the method of treatment varies according to the bilateral or unilateral injuries of the RLN. In cases of nerve damage, with methods applied for short-term, the problems that may occur in the patients during the waiting period of 6-12 months are minimised and followed up.
Tracing the path of the laryngeal nerve during thyroidectomy especially decreases the rate of per- manent nerve paralysis. In cases where the larynge- al nerve can not be traced, laryngeal nerve monito- ring is rather useful.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

3.
Tiroid Nodülleri ve Klinik Önemi
Thyroid nodules and clinical importance
Mine Adaş, Gökhan Adaş, Filiz Özülker, Orhan Yalçın
doi: 10.5222/otd.supp1.2012.020  Sayfalar 20 - 25
Tiroid nodülleri sıklıkla rastlanan klinik bir so- rundur. Tanısal değerlendirmedeki önemli nokta maligniteyi dışlamaktır. Genelde tiroid nodülleri fizik muayene sırasında veya diğer görüntüleme yöntemleri sırasında rastlantısal olarak bulunur. Malign nodüller veya çevre dokulara bası yapan semptomatik nodüller cerrahi tedaviyi gerektirir. Aslında pek çok nodülün asemptomatik veya be- ning olması cerrahi öncesi tanısal değerlendirmeyi öncelikli kılar. Ultrason tanısal değerlendirmede en iyi yöntem iken, doku örneklemedeki en iyi yöntem ultrason eşliğinde ince iğne aspirasyon biyopsisidir. Bir santimetre ve üstü nodüllerle, sonografik olarak şüpheli nodüllere biyopsi yapılarak malignite riski aranmalıdır. Moleküler belirteçler sitolojik tanıya yardımcı yöntemler olup, malignite tespiti halinde operasyon sırasında ”frozen”a veya tamamlayıcı ti- roidektomiye gerek duyulmadan tek seansta total tiroidektomi yapılmasına olanak verirler. Bu maka- lede kılavuzlar ışığında tiroid nodüllerine yaklaşım değerlendirilecektir.
Thyroid nodules are common. Clinicans evalua- te thyroid nodules because they represent ma- lignancy. Nodules are typically found on physical exam or incidentally when other imaging studies are performed. Malignant or symptomatic nodules that compress nearby structures warrant surgical exicision. Yet, the majority of thyroid nodules are asymptomatic and benign, so the thyroid surgeon must rely on diagnostic studies to determine when surgery is indicated. Ultrasound is the preferred imaging modality for thyroid nodules, and the ultrasound guided fine needle aspiration biopsy (FNAB) is preferred method for tissue sampling. Nodules one centimeter or larger, or nodules with suspicious sonographic appearance warrant cyto- logic analysis yo better quantify the risk of malig- nancy. Molecular biomarkers are powerful adjanct to cytology, as detecting malignancy preoperati- vely allows total thyroidectomy in a single operati- on without the need for frozen section or a second operation for completion thyroidectomy if malig- nacy is found during the initial thyroid lobectomy. In this review the thyroid nodules will be discussed in the light of guidelines.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

4.
Tiroid Kanserleri
Thyroid carcinomas
Gökhan Adaş, Mine Adaş, Fliz Özüker, Adem Akçakaya
doi: 10.5222/otd.supp1.2012.026  Sayfalar 26 - 34
Tiroid kanser insidansı bugün tüm dünyada art- makta olup, bunun arkasında yatan neden tam olarak belli değildir. Tanı yöntemlerindeki gelişme ve tiroid kanserlerinde gerçek sayısal artış bu duruma neden olarak öne sürülmektedir. Bu çalışmada tiroid kanserleri son literatür eşliğinde araştırılmştır. Pathogenez, tanı, cerrahi yaklaşım, risk faktörleri, özel tedavi yöntemleri ayrıntılı olarak gözden geçirilmiştir.
Thyroid cancer incidence rates have been increa- sing worldwive but the reason behind this is unclear. Both the increasing use of diagnostic technologies allowing the detection of thyroid cancer and a true increase in thyroid cancer incidence have been proposed. In this study assesses the management of thyroid cancers with in recent literatures. The pathogenesis, diagnosed, surgical approaching, risk factors and specific therapies for thyroid cancers are reviewed in detail separately.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

5.
Tiroid Kanserlerinde Boyun Diseksiyonu
Neck Dissection of Thyroid Cancer
Güler Berkiten, Ayça Tazegül, Güven Yıldırım, Yavuz Uyar
doi: 10.5222/otd.supp1.2012.035  Sayfalar 35 - 41
Tiroid kanserlerinin prognozu üzerinde, tedavi planlaması ve hastalığın gidişini tahmin etmede çok sayıda faktör etkilidir. Tiroid kanserlerinin patolojik özellikleri ve lenf nodu metastazı, hastanın kliniği ve prognozunda önemli rol oynar. Özellikle bilateral veya tek taraflı servikal lenf nodu metastazı olması veya lenf nodu kapsülünün de invaze olması lokal nüks ve uzak metastaz riskini arttıran kötü prognostik özelliklerdir. Tiroid kanserlerinde boyun diseksiyonuna karar verirken tümörün histopatolojik tipi ve lenf nodu metastatik tutulumu önemlidir. Tiroid kanserlerinde küratif ve profilak- tik olmak üzere iki tip boyun diseksiyonu uygulanır. Boyun diseksiyonunda, radikal boyun diseksiyonu, modifiye radikal boyun diseksiyonu, selektif boyun diseksiyonu ve genişletilmiş boyun diseksiyonu teknikleri kullanılır.
Many factors are effective on the prognosis of thyroid cancer, treatment planning and in predicting the prognosis of disease. Pathological features of thyroid cancer and lymph node metastasis play important roles on the presentation and prognosis of the patient. Bilateral or unilateral cervical lymph node metastasis or lymph node invasion of the capsule are poor prognostic features that increase the risk of local recurrence and distant metastases. Tumor histology and lymph node metastasis is important in deciding the type of the neck dissection. There are two types of neck dissection in thyroid cancers: prophylactic neck dissection and curative neck dissection. Radical neck dissection, modified radical neck dissection, selective neck dissection and extended neck dissection techniques are applied.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

6.
Tiroid Kanserinde Moleküler Biyoloji
Molecular Biology of Thyroid Cancer
Orhan Yalçın, Mine Adaş
doi: 10.5222/otd.supp1.2012.042  Sayfalar 42 - 47
Tiroid nodüllerinin ameliyat öncesi ayırıcı tanısında sıklıkla ince iğne aspirasyon biopsisi (İİAB) kullanılmaktadır. Sitopatolojik inceleme her zaman kesin sonuç vermemektedir. Şüpheli olgularda ayırıcı tanıya yardımcı moleküler belirteçler güncel uygulamalara girmiştir. Bu teknikler içinde immunositokimyasal ve genetik moleküler belirteçler bulunmaktadır. İmmunositokimyasal belirteçler içinde en yaygın kullanılanı Galectin-3 ve HMBE-1’dir. Ge- netik belirteçler içinde en sık kullanılan BRAF mu- tasyon analizidir. Ras ve RET-PTC de bu tümörlerde bulunmakla birlikte tanı değerleri sınırlıdır. Genetik belirteçler prognostik özellikler hakkında da yönlendirici bilgiler sunmaktadır. Bu belirteçlerden yararlanarak hedefe yönelik tedavilerin bulunması yönünde araştırmalar sürdürülmektedir.
Fine-needle aspiration biopsy (FNA) is often used for preoperative differential diagnosis of thyroid nodules. Cytopathologic examination is not always conclusive. Molecular markers get into current practice in differential diagnosis of suspected cases. These techniques include immunocytochemical and molecular genetic markers. Galectin-3 and HMBE-1 are the most widely used immunocytochemical markers. BRAF mutation analysis is the most commonly used genetic marker. Although there are Ras and RET-PTC in these tumors, their diagnosis value is limited. Genetic markers provide gui- ding information about prognostic properties. Researches are being carried out to discover targeted therapies by taking advantage of these markers.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

7.
Tiroid Bezi Hastalıklarında Anestezik Yaklaşım
Anesthetic Approaching to Thyroid Diseases
Ülkü Aygen Türkmen, Deniz Kara, Çağlayan Köksal
doi: 10.5222/otd.supp1.2012.048  Sayfalar 48 - 55
Tiroid cerrahisinde preoperatif hava yolu değerlendirmesi ve akut hava yolu komplikasyonlarıyla etkin mücadele çok önemlidir. Subtotal tiroidektomi de dahil olmak üzere tüm elektif cerrahi işlemler, hasta tibbi tedavi ile ötroid hale gelinceye kadar ertelenmelidir. Hipotiroid hastalar, azalmış kalp debisi, körelmiş baroreseptör refleksler ve düşük intravasküler hacim nedeni ile anestezik ajanların hipotansif etkisine daha duyarlıdırlar. Hipertiroidizm, minimum alveoler konsantrasyonu değiştirmediğinden anestezik ilaç gereksinimini arttırmaz. Hipertiroidi hastaları için postoperatif dönemdeki en ciddi tehdit hiperpreksi, taşikardi, bilinç değişikliği ve hipotansiyon ile karakterize olan tiroid krizidir. Tiroid krizi ve tedavisi hakkında yeterli bilgi sahibi olunması ve dikkatli bir ayırıcı tanıda anestezistin diğer sorumluluklarıdır.
In thyroid surgery, the preoperative assessment of airway and effective dealing with acute airway complications are very important. All elective surgical procedures, including subtotal thyroidectomy, should be postponed until the patient is rendered euthyroid with medical treatment. Hypothyroid patients are more susceptible to the hypotensive effect of anesthetic agents because of their diminished cardiac output, blunted baroreceptor reflexes, and decreased intravascular volume. Since hyperthyroidism does not increase anesthetic requ- irements, there is no change in minimum alveolar concentration. The most serious threat to hyperthyroid patients in the postoperative period is thyroid storm, which is characterized by hyperpyrexia, tachycardia, altered consciousness, and hypotension. Obtaining sufficient know ledge, careful differential diagnosis and treatment of thyroid storm are other responsibilities of the anesthetist.
Makale Özeti | Tam Metin PDF

8.
Tiroid Bezi Patolojilerine Radyolojik Yaklaşım
Radiologic Approach to Thyroid Gland Pathologies
Zafer Ünsal Coşkun, Mstafa Seçil, Erdal Karagöz
doi: 10.5222/otd.supp1.2012.056  Sayfalar 56 - 70
Tiroid bezi hastalıkları, çoğunlukla hastalarda kendini boyun orta hat veya yanında şişlik, disfaji veya ses kısıklığı ile gösterir.
Tiroid ultrasonu bu organ için en temel tanısal testlerden biridir. Test yüksek frekanslı lineer probu olan ultrason cihazları ile yapılmalıdır. Son yıllarda yüksek rezolüsyonlu ultrason cihazlarındaki gelişmeler, yüzeyel ve incelenmesi kolay olan tiroid bezine ait hastalıkların tanısında ultrasonografiye oldukça önem kazandırmıştır.Ultrasonik dalgalar tiroid bezine kolayca penetre olarak yapısındaki değişiklikleri kolayca gösterebilmektedir. Bunların yanı sıra renkli Doppler özelliği ile organın vaskülarizasyonu veya var olan bir lezyonun kanlanması hakkında da bilgi edinmek mümkündür. Bu bulgular klinik muayene ve bulgularla birlikte tiroid patolojilerinin değerlendirilmesinde anahtar rol oynar.
Tiroid bezini büyüten nedenlerin başında nodüler tiroid hastalığı ve bunların arasında da kolloid multinodüler guatr gelir. Tüm tiroid bezi hastalıklarının görülme sıklığı kadınlarda erkeklerden daha fazladır. Ultrasonun kullanımı ile, bezin konumu, volümü, yapısı, fokal değişikliklerin (nodül gibi) natürü kolayca tanınabilir.
Ultrason aynı zamanda düzgün bir biyopsi için vazgeçilmez bir yol göstericidir. Tiroid bezi patolojilerinde doku örneklemesinde ince iğne aspirasyon biyopsisi kabul edilmiş bir yöntem haline gelmiştir. İşlemin tekniği oldukça kolay olup düzgün yapıldığında yalancı negatif olma oranı % 5’den daha azdır. Diğer bir deyişle, tiroid kanseri gibi pozitif bir bulgunun kaçırılma riski yüz olguda beşden daha azdır.
Bu derleme yazısında tiroid bezi anatomisi, patolojileri, bunların tanısında başlıca ultrason olmak üzere radyolojik yaklaşım ve radyolojik bulgular irdelenmiştir.
Most of the patients of thyroid gland disease are presented with complaint of neck swelling in the midline or side of the neck and sometime with dysphagia and hoarseness of the voice.
Thyroid ultrasound is one of the fundamental and essential diagnostic test of this organ. The examination is conducted using ultrasonic scanner, that consists of linear probe with high frequency. High- resolution ultrasonography has improved in the past few years and has become a very valuable in diagnosis of the diseases of thyroid gland. Ultrasonography of the thyroid is the examination of very high cognitive value, which is mainly due to superficial location of the organ. Ultrasonic waves penetrate the thyroid easily, enabling the assessment of changes in its flesh. Additionally, color-coded Doppler allows the assessment of organ vascularization or individual lesions within it. After clinical examination plays key role in evaluation of thyroid lesions.
Nodular thyroid diseases are the most common cause of thyroid enlargement. Colloid multinodular goiter is the most common among all thyroid nodular diseases. Incidence of all thyroid diseases is higher in females than males. By means of ultrasonography the topography of the thyroid, its volume, structure, flesh and spilled focal recognize changes (nodules) of the thyroid can be recognized.
Ultrasonography also guides a proper fine needle aspiration biopsy. Fine needle aspiration biopsy has now become the method of choice for obtaining samples of thyroid tissue. The procedure is techni- cally quite simple. When performed properly, the testing has a false negative rate of less than 5 %. This means that a positive finding, such as cancer, will be missed fewer than five times out of 100.
In this review, thyroid anatomy, gland pathologies, radiologic approach (mostly ultrasonographic) and radiologic findings were described.
Makale Özeti | Tam Metin PDF